Dinler TarihiGenelMitolojilerTürk Mitolojisi

Kalgançı Nedir

Kalgançı Nedir : Türk ve Altay halk inancında Kıyamet. “Kalgançı Çağ” da denir.

Tanım ve İçerik

Kalganan (sıçrayıp kalkılan) gün. Kıyamet günü. Dünyanın ve/veya evrenin yokolacağı daha sonra tüm ölülerin tekrar diriltileceği gün.

Bu inanca göre, yeryüzü yaşamı sürekli değildir; günün birinde sona erecek ve insanlar, hayvanlar, bitkiler yok olacaktır. Bu sona doğru insan soyunda azalma başlayacak, suçlar çoğalacak, günahlar alıp yürüyecek, insanlarda tanrı korkusu kalkacaktır.

İyilik simgesi Ülgen’le, kötülük simgesi Erlik arasında oluşacak büyük savaşın sonunda, Ülgen dışında bütün savaşanlar ölecektir. Bay Ülgen bütün canlıların öldüğünü, yeryüzünde kendisinden başka kimse kalmadığını görünce “kalkın ey ölüler” diye bağıracak, bu çağrı üstüne bütün ölüler yattıkları yerden kalkacaktır.

“İnsanların yeniden dirilmesi” anlamına gelen “kalkancı çağ” (kalıcı çağ) budur. İnsanlar azalacak, kötülük artacak, Erlik Han dünyaya yaklaşacaktır. Sağış Günü (Hesap Günü) tabiri de kullanılır.

Türk kültüründe aslında çok geniş olarak üzerinde durulmayan bu kavram, İslam inancıyla hattâ Hristiyanlık, Maniheizm ve Budizmin etkisiyle Kıyamet inancı büyük oranda şekillenmiştir.

Örneğin Güneş’in batıdan doğacağı inancı İslam’ın etkisiyle ortaya çıkmıştır. Bazı lehçelerde Kirti Gün (Gerçek Gün) veya Uluğ Kün (Büyük Gün) adı verilir.

Zamanın Sonu                                                                            

“Ahir Zaman” sözcüğü, Arapça kökenlidir ve farklı Türk halklarında yaklaşık aynı terimler olarak yer alır. Karakalpakça’da “Ahırğı Zaman”; Özbekçe’de “Ohır Zamon”; Çuvaşça’da “Ahar Samana”… Bu anlayışın kökeni İslam olmakla birlikte bir kaynağı da eski Türklerin mitolojik görüşleridir.

Dede Korkut Kitabında, “Ahır zaman olup, kıyamet kopunca…” denilir. İnanışlardan birine göre, bir gün ayla güneş birleşecek, dünyayı yakıp kavuracaklardır. O zaman kıyamet kopacaktır. Bir başka inanışagöre de güneşin batından doğduğu gün, sular kabaracak ve her tarafi sular kaplayaçaktır. Bunun ardından dünyanın üzeri dümdüz olacaktır.

Etimoloji

(Kal) kökünden türemiştir. Kalgamak fiilinden gelir. Kalkma, sıçrama anlamına gelir. Kalkmak kelimesi ile akrabadır. Moğolcada Halgah (Kalkah)6 fiili korkmak anlamına gelir ki, bu bağlamda düşünüldüğünde Korku Günü demek de olabilir. Bir başka görüş ise kalıcılık mânâsı taşıdığı ve Kalıcı Zaman demek olduğudur.

Kaldaz Hanım

Türk ve Altay mitolojisinde Ateş Tanrıçası. Başka bir görüşe göre mal (sığır) ve büyükbaş hayvanların koruyucusudur. Emrindeki olan canlılara Kaldazın adı verilir. (Kal/Kel “saçsız” ve Daz/Taz “dazlak” sözcüklerinin bireleşmesiyle oluşmuş bir isimdir.)

Kaldazın’lar                                                                                      

Kaldazın – Türk ve Altay halk inancında Ateş Cini. Ateşin içinde oynar. Kısa boyludur. Sakalı yedi karıştır. Sakalları kirpi oku gibidir. Sarı bir samura dönüşebilir.

Taz Hanım                                                                                                

Taz Hanım – Türk ve Altay mitolojisinde gök tanrıçasıdır. Tez Hanım olarak da bilinir. Ülgen’in karısı olarak geçer. En önemli özelliği kel olmasıdır. Tuvalarda kartala Tas adı verilir ve Taz Hanım ile bağlantılıdır. Moğolcada akbaba kuşuna Tas/Tasu denmesi de yine bu kuşun kel bir görünümünün olmasıyla alâkalıdır. Tazlık (kellik) tamamen Türk kültürüne ait olan belirgin biçimde ortaya çıkan bir güç simgesidir. Taşşa ve Keloğlan ile bağlantılı olarak ele alınabilir. Taskıl, Tazagan gibi dağ adları yine bu konuyla ilintilidir.

Etimoloji

Moğolca Gal (Ateş) kelimesi ve Hal sözcüğü ile bağlantılıdır. Ayrıca Kal/Kel kökü kellik ifâde eder. Kal (Ateş) ve Daz (Kel) sözcüklerinin bileşimidir.

Dış bağlantılar

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.