MitolojilerRoma MitolojisiTürk MitolojisiYunan Mitolojisi

Polyphemos ve Tepegöz

Polyphemos ve Tepegöz Antik mitolojide üç farklı kiklop‘tan (cyclop) bahsedilmektedir. Bunlar Uranüs ile Gaia‘nın çocukları olanlar, Sicilya’da bulunanlar ve bu ikisine nispeten daha yüksek kademede bulunan kikloplardır. Odysseia destanındaki kikloplar, tek gözlü, yıldırımları silah olarak kullanabilen, günümüz Napoli yakınlarında yaşadığına inanılan vahşi bir dev ırkı olarak geçmektedir. Bu yaratıklar; koyun besiciliği yaparlar, şaraba aşırı derecede düşkündürler ve mağaralarda yaşarlar.[1]

Polyphemos, yukarıdaki tariflere uyan bir kikloptur. Aynı zamanda kardeşleri Zeus ve Hades ile birlikte babaları titan Kronus‘u mağlup ettikten sonra denizlerin hakimi konumuna yükselen Poseidon ile zamanlarını şarkı söylemekle geçiren ve tanrısal varlıklar olan Nymphe‘nin oğludur.[2]

Polyphemos
Polyphemos

Üzerinde tartışmalar ve farklı görüşler olmasına karşın M.Ö. 9-8. yüzyıllarda İyonya’da yaşadığı düşünülen Homeros’un Odysseia destanındaki anlatıda Odysseus ile Polyphemos arasındaki maceranın özeti aşağıdaki gibidir.[3], [4]

Odysseus, Troya savaşının ardından adamlarıyla birlikte yurdu İthake‘ye dönmek üzere gemisiyle yola çıkar. Türlü badireler atlattıktan sonra Polyphemos’un yaşadığı adaya denk gelir (bu adanın yeri hakkında farklı görüşler vardır; bu görüşlerden en çok tutulanı ise, Sicilya ya da Sicilya adasına yakın bir adadır). Odysseus, adada kimlerin yaşadığını öğrenmek ve yolculuk için erzak tedarik etmek amacıyla adamlarından bazılarını da yanına alarak karaya çıkar. Odysseus, adaya çıkarken yanına bir tulum dolusu tatlı şarap da alır.

Adaya çıktıktan sonra kubbesi defnelerle sarılmış bir mağara görür. Mağaranın etrafında sürülerle koyunlar ve keçiler dinlenmektedir. Dev adam Polyphemos işte bu mağarada yaşar ve gününü kimse ile görüşmeyerek, hayvanlarıyla birlikte geçirir. Odysseus ve adamları mağaraya ulaştıklarında sürüsünü otlamaya götürdüğü için Polyphemos’u orada bulamazlar. Onlar mağaranın içinde gördükleri şeylere hayran kalırlar: dopdolu peynir sepetleri, mandıralara doldurulmuş kuzular, oğlaklar, süt ve ayran dolu tekneler…

Odysseus'un gemisi.
Odysseus’un gemisi.

Odysseus’un adamları kendisine alabildikleri kadar erzak alıp bir an evvel gemiye dönmeyi teklif etse de Odysseus bunu kabul etmez ve ev sahibinin çok zengin biri olduğunu ve kendilerine konuk olarak vereceğini düşündüğü armağanları almak ister. Onlar orada bir ateş yakıp biraz da peynir yiyerek Polyphemos’u beklerler. Polyphemos büyük bir gürültü ile gelince, Odysseus ve adamları hemen mağaranın bir köşesine saklanırlar. Polyphemos otlatmaya götürdüğü hayvanları mağaranın içerisine aldıktan sonra, mağaranın girişini büyük bir kaya ile kapatır. Daha sonra Odysseus ve adamlarına dönerek şöyle söyler:

Yabancılar kimlersiniz? Deniz yolu ile nereden geliyorsunuz? Bir ticaret işi için mi yola düştünüz yoksa yabancı memleketleri talan etmek isteyen korsanlar mısınız?

Odysseus söz alarak, Troya‘dan evlerine dönmek istedikleri için yollara düştüklerini ve başlarından geçen maceraları anlattıktan sonra, adet üzerine konuklar için verilmesi lazım gelen armağanlardan ister. Bu isteğini ise Zeus’un suçsuz konuklara yardımcı olduğunu ve ondan korkması gerektiğini söyleyerek destekler. Ancak Polyphemos, tekerlek gözlülerin (kikloplar) Zeus ve diğer tanrıları tanımadığını ve onlara önem vermediklerini söyler. Ardından Polyphemos, Odysseus’un adamlarına saldırıp iki tanesini öldürdükten sonra parçalayarak onları yer ve mağaranın ortasına uzanıp uyur. Odysseus ve adamları ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar mağaranın girişinde duran koca kayayı yerinden oynatamazlar ve mağaranın içinde kapalı kaldıklarını anlarlar.

Sabah olduğunda Polyphemos, kahvaltı olarak Odysseus’un adamlarından iki tanesini daha yer ve daha sonra hayvanlarını otlatmak için mağaradan dışarıya çıkar. Cin fikirli Odysseus, içinde bulundukları duruma hemen bir çözüm getirir. Mağaranın içinde Polyphemos’un zeytin dalından yapılmış büyük sopasını bulur. Daha sonra arkadaşlarıyla birlikte sopanın ucunu sivriltip mağaradaki gübrenin içine saklarlar. Odysseus kendisiyle birlikte sopayı Polyphemos uyurken onun gözüne saplayacak beş kişi seçer.

Tüm Reklamları Kapat

Akşam olduğunda Polyphemos hayvanlarıyla birlikte mağarasına döner. O gelince Odysseus, yanlarında getirdiği şaraptan Polyphemos’a defalarca vererek onu sersemletir. Polyphemos, Odysseus’dan ismini sorunca Odysseus, “Adım hiç kimsedir.” diye cevap verir. Aralarındaki kısa bir sohbetten sonra Polyphemos, şarabın da etkisiyle yere uzanıp uyumaya başlar.

Odysseus ve arkadaşları hazırladıkları kazığı közün içine sokarak onu kızdırırlar. Kazık iyice ısındıktan sonra onu Polyphemos’un gözüne batırırlar. Polyphemos, bağırarak çılgın bir halde uyanır ve kazığı gözünden çekip fırlatır. Hemen komşusu olan diğer kiklopları yardıma çağırmaya başlar. Sesi işitenler, mağaranın önüne yığılıp Polyphemos’tan başına ne geldiğini onu kimin öldürdüğünü sorarlar. Polyphemos ise şöyle söyler:

Dostlarım beni kim mi öldürüyor? Hiç kimse!

Yardıma gelenler ise, Polyphemos’un yalnız olduğunu bildikleri için, “Sana kimse bir şey yapamaz.” diyerek mağaranın önünden ayrılırlar.

Odysseus'un Polyphemos'u öldürmesini anlatan bir vazo çizimi.
Odysseus’un Polyphemos’u öldürmesini anlatan bir vazo çizimi.

Polyphemos, acılar içinde mağaranın önündeki kayayı kaldırarak oraya oturur ve mağaradan dışarı çıkan koyunları yoklayarak içerideki Odysseus ve adamlarını yakalamayı ister. Bu sırada Odysseus’un aklına bir fikir gelir: Mağaradaki nispeten küçük olan koyunları ve/veya koçları üçerli olarak birbirlerine bağlayarak kendisini ve adamlarını koyunların altına gizler. Polyphemos ise mağaradan çıkan koyunların sadece sırtlarını yoklamaktadır.

Odysseus’un planı işe yarar ve adamlarıyla birlikte mağaradan dışarı çıkarlar. Odysseus, gemisine döndüğünde Polyphemos’a şöyle diyerek onu daha da sinirlendirir.:

Zalim ve kötü işlerin cezasını çekmekten kurtuluş olamazdı. Evine sığınan yabancıları yediğin için Zeus ve diğer tanrılar cezanı böyle verdiler işte.

Polyphemos ise buna karşılık olarak gözü kör edildiği için rastgele Odysseus’un gemisine kayalar fırlatmaya başlar.

Odysseus, adamlarının telkinlerini göz ardı ederek Polyphemos’a laf atmayı sürdürür:

Şayet ölümlü insanlardan biri gelip seni kimin kör ettiğini sorarsa ona gözümü kör edenin Laertes oğlu Odysseus olduğunu söyle.

Polyphemos, bu esnada babası olan Poseidon’a şu şekilde yalvarır:

Lacivert saçlı Poseidon! Eğer senin oğlun isem Odysseus yurduna ulaşmasın. Eğer ulaşacağı kısmetinde varsa, geç ulaşsın, bütün arkadaşlarını kaybetsin ve yabancı bir gemi ile ulaşsın. Evine ulaştıktan sonra da yeni belalar başından eksik olmasın.

Odysseia ve adamlarını elinden kaçıran ve kör edilen Polyphemos'un onların gemisine kaya fırlatması.
Odysseia ve adamlarını elinden kaçıran ve kör edilen Polyphemos’un onların gemisine kaya fırlatması.

Cin fikirli olarak bilinen Odysseus’un ısrarla Polyphemos’un mağarasında onu bekleyip konukluk armağanları istemesini onun kurnazlığı ile ilişkilendiremeyenler vardır. Ancak Yunan dünyasında misafirlerin iyi bir şekilde ağırlanmasının önemli bir tarafı da vardır. Bu taraf da Yunan dünyasının tanrı algısından kaynaklanmaktadır. Yunan tanrıları insan kılığına girip bazen ölümlüler dünyasına gidip gelebiliyor ve ölümlülerle konuşabiliyorlardı. Yani hiç kimse yanındaki kişinin bir tanrı mı yoksa sıradan bir ölümlü mü olduğunu net olarak bilememekteydi. Bundan dolayı dışarıdan misafir olarak gelen birisinin tanrılardan birisi olma ihtimali de vardı. Bu ihtimal yüzünden misafirler genellikle iyi bir şekilde ağırlanırdı. İşte Odysseus da bu geleneğe güvenmiş gibi durmaktadır. Ancak hesaplayamadığı şey, Polyphemos’un Zeus dahil hiçbir tanrıyı tanımadığı ve onlara saygısızlık etme konusunda herhangi bir çekinceye sahip olmadığıdır.

Homeros’un verdiği bu anlatı, Odysseus’un başından geçen sayısız maceradan sadece bir tanesidir ve Odysseus destanı burada özet olarak anlatılan Polyphemos hikayesinden çok daha fazlasıdır. Aynı zamanda Polyphemos’un hikayenin sonunda babası Poseidon’a yakarışı, Odysseus’un yurdu İthake’ye dönerken başına gelecek olan felaketlerin de bir nevi sebebi ve başlangıcıdır. Artık bundan sonra Poseidon, Odysseus’un evine gidememesi için elinden geleni yapacaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.