MitolojilerDünya MitolojileriYunan Mitolojisi

Glykon (Yılan Tanrısı)

Glykon (Yılan Tanrısı)

Glykon, Antik Yunan mitolojisinde yer alan yılan tanrısıdır. Genellikle insan başlı bir yılan olarak tasvir edilir. Anadolu bölgesindeki Eskişehir-Gerdek köyünde yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkan kalıntılar, bu tanrının tapınaklarda büyük bir saygı ve hayranlıkla karşılandığını göstermektedir.

Ayrıca Glykon, tıp ve sağlık tanrısı olarak da bilinir. İnsanların hastalıklardan kurtulması ve sağlıklı bir yaşam sürdürmesi için dua edildiği düşünülmektedir. Günümüzde de bazı geleneksel tıp yöntemlerinde yılanın zehri kullanılmaktadır.


Glykon, tıp ve sağlık tanrısı olarak da bilinir. İnsanların hastalıklardan kurtulması ve sağlıklı bir yaşam sürdürmesi için dua edildiği düşünülmektedir. Antik Yunan döneminde, Glykon’a tapınaklar inşa edilmiş ve insanlar, tanrıya dua ederek sağlık ve iyilik dilemiştir.

Glykon, yılan sembolü ile de temsil edilir. Yılanlar, Antik Yunan’da tıbbi bir sembol olarak kabul edilirdi. Günümüzde de bazı geleneksel tıp yöntemlerinde yılanın zehri kullanılmaktadır. Yılan zehrinden yapılan ilaçlar, birçok hastalığın tedavisinde kullanılır.

Antik Yunan mitolojisinde, Glykon’un doğuşu hakkında birçok hikaye anlatılmaktadır. Bazı hikayelere göre, tanrı Apollon, Glykon’u yarattığı düşünülmektedir. Diğer hikayelere göre ise, Glykon, bir rahip tarafından yaratılmıştır.

Ortaya çıkışı

Aleksandros, Makedonya’dan Kalkedon’a gidip burada bulunan Apollon Tapınağının altına oluşturacakları kültten ve tanrının Abonuteikhos’ta ortaya çıkacağından bahseden tunç tabletler gömdü, daha sonra bu tabletlerin bulunmasını ve ününün başta Abonuteikhos olmak üzere tüm Roma’ya yayılmasını sağladı. Olayları haber alan Abonuteikhos halkı şehirde bir Apollon Tapınağı inşa etmeye başladılar. 

İlgili Makaleler

Abonuteikhos’a gelen Aleksandros, bu tapınağın altına içinde bir yılan olan kaz yumurtası gömmüş, aynı gün ise sokakta Fenikece ve İbranice bir şeyler söyleyip bağırarak koşmaya başlamış, en sonunda birazdan yeni tanrıyı göreceklerini söyleyerek halka seslenmişti. İnsanlar öğle vakti Abonuteikhos’un pazar yerinde toplandıklarında, Aleksandros daha önce gömdüğü yerden kaz yumurtasını çıkardı ve onu açıp içindeki tanrıyı açığa çıkardı. Bu olaya şahit olan halk, yeni tanrıya dua etmeye başladılar.

Aleksandros bu olaydan sonra evine kapanıp haberin yayılmasını beklemiş, bu süre içerisinde saçını sakalını uzatıp imajını değiştirmişti. İnsanlar yaşananlardan sonra Abonuteikhos’a akın etmiş, Aleksandros’u evinde ziyaret etmeye başlamışlardı.

Aleksandros oturduğu yerde daha önce aldığı büyük yılanı etrafına dolamış, insan suratına benzettiği bir yılan başı kuklasını da sakalının altına koymuştu. Ziyaretler esnasında yeni tanrı adının Glykon olduğunu söyleyerek bu adı almıştı.

Yayılması

Kült, ilk başlarda daha düşük sosyal tabakalarda yaygın bir popülariteye sahipti, ancak 160’a gelindiğinde, Glykon kültü Ege’ye kadar yayılmıştı. İkinci Sofistik Dönem olarak adlandırılan, entelektüel tartışmaların en yüksek seviyede yapıldığı, kehânet merkezlerinin en etkin şekilde işlerlik kazandığı, Hıristiyanlığın ise artık her yerde hissedildiği MS 2. yüzyılda, Aleksandros’un söz konusu başarısı göz ardı edilemeyecek kadar önemliydi, zira Glykon kültünün tek bir merkezi ve peygamberi bulunmasına karşın yaklaşık çeyrek asır gibi kısa bir sürede ünü önce çevre kentlere, sonra Bithynia, Galatia ve Trakya bölgelerine, en nihayetinde ise imparatorluğun başkenti Roma’ya kadar ulaşmıştır.

Bunun sonucunda uzak bölgelerden ziyaretçi çekebilme hususunda Klaros gibi köklü kehânet merkezleriyle yarışır duruma gelmişti.

O tarihte Antakya’dan bulunan bir yazıt, Lukianos’un anlattıklarıyla paralellik sağlayan “Glykon bizi veba bulutundan koru” şeklinde bir dua içeriyordu; ayrıca Aleksandros’un gün geçtikçe artan ünü sayesinde döneminin ünlü kişileri de ona başvurmaktaydı. O yıl Asya valisi Publius Mummius Sisenna Rutilianus, kendisini Glykon’un kehanetinin koruyucusu ilan etti ve daha sonra Aleksandros’un kızıyla evlendi. 161 yılında, III. Volagoeses’in saldırılarına karşı Kapadokya Roma valisi Sedatius Severianus Glykon’dan savaşı kazanacağına dair kehanet almış ancak yaptığı kuşatmadan 3 gün sonra öldürülmüş ve ordusu dağıtılmıştı. Üstelik bu tek bir kere olmamıştı: Marcus Aurelius, Aleksandros ve yılan tanrısından kehanetlerde bulunmuş, ancak o da hüsrana uğramıştı.

Bu kadar hüsrana rağmen üst sınıflar tarafından gelen bir kabullendirme, iyileştirici güçlere sahip oldukları için önceden var olan yılan batıl inançları ile birleştiğinde, Glykon kültü, Roma dünyasının yeni alanlarında muhtemelen din değiştirenler ve taraftarlar açısından hiçbir sıkıntı çekmedi.

Bu arada kültün kurulmasından önce küçük bir balıkçı köyü olan Abonuteikhos, önemli bir yer haline geldi, Aleksandros’un isteğinden sonra adı “İonopolis” olarak değiştirildi. Glykon’un popülaritesinin şehrin yükselişinde çok önemli bir rolü vardı.

Aleksandros’dan sonraki dönem

Aleksandros, 171 yılında kendisine bir halef seçmeden öldü ve kült içinden kişiler arasında bir çatışma başladı. Bu çatışmalar sonucunda Aleksandros’un damadı Rutilianus hakem seçildi; ancak Rutilianus peygamberliğin Aleksandros öldükten sonra bile onda olduğunu söyleyerek kimseyi seçmedi. Kült, peygamberin ölümünden sonra bir süre daha yayılmaya devam etmiş ve Mısır, Romanya, Atina gibi yerlerde kült ile alakalı pek çok heykel bulunmuştur.

Kültün özellikleri

Aleksandros, mesleği sayesinde edindiği hekimlik bilgilerini teoloji ve felsefi birikimiyle harmanlamış, AsklepiosApollonSabazios gibi tanrıların kültlerine ait birçok pratiği de Glykon kültüne uyarlamayı başarmış, felsefi olarak da Pisagorculuk’tan etkilenmiştir.

Aleksandros’un oluşturduğu kültün ana motiflerinden en önemlileri şunlardı; hastalıklar kesin tedaviyi sağlığı bahşeden bir tanrı, insanların korkularından beslenen geleceğe dair kehanetler, kült rahibinin tanrılar ile bağının oluşu ve bunun aracılığıyla ölümden sonraki özgürlüğün betimlenmesi.

Kült törenleri

Aleksandros’un en büyük düşmanları, Epikürosçular ve Hristiyanlardı. Kült törenleri yılda bir kere ve üç gün sürecek şekilde yapılırdı. Törenin ilk gününde Ateistler, Hristiyanlar ve Epikürosçuların kovulduğu çağrısı yapılır, ardından Apollon’un doğumu, Apollon‘un Koronis ile evliliği ve çocukları Asklepios’un doğumu canlandırılır; ikinci gün Glykon’un doğumu canlandırılır; üçüncü gün Asklepios’un oğlu Podaleiros’un, Aleksandros’un annesi ile evliliği, ardından Aleksandros’un Selene ile evliliği, son olarak da kızlarının doğumu canlandırılıyordu.

Doğurganlık

Önceki Makedon yılan kültlerinde olduğu gibi, tapınaktaki ibadetin odak noktası doğurganlıktı. Kısır kadınlar hamile kalma umuduyla Glykon’a gelirlerdi. Aleksandros veya Glykon’dan çocuk sahibi olmak, gurur duyulacak bir şeydi.

Koro

Aleksandros, “öpülenler” adını verdiği erkek çocuklardan oluşmuş bir koro kurmuştu. Bu çocukların soylu ve önemli ailelerden geliyor oluşu, kültün kurumsallaşması ve güç kazanması için oldukça önemli bir durumdu. Aleksandros korodaki çocukları öpüyor, daha büyük insanlara ise elini öptürüyordu, buna karşın çocuklarla ve erkeklerle ilişki kült içinde yasaklanmıştı.

Günümüzde

Popüler kültürde

İngiliz çizgi roman yazarı ve okültist Alan Moore, 1993 yılında bir sihirbaz olarak “ortaya çıkmasının” ardından, kendisinin Glykon’un müridi olduğunu ilan etti ve sahte bir tanrıya olan inancı tercih etti; “muhtemelen o, evreni ya da ona benzer tehlikeli şeyleri yaratacak bir eldiven kuklasının inanmaya başlamayacaktı”.

Romanya’nın Köstence kentindeki eski Pallas tren istasyonunun altında yapılan kazıda Glykon’un mermer bir heykeli bulundu. Heykel 66 santimetre uzunluğunda, yılani ise 4.76 metre uzunluğundaydı. Romenler, bu eşsiz heykeli 1974’te bir posta pulu üzerinde ve 1994’te 10.000 lei’lik bir banknotta andılar.

İnancın yansımaları

Kastamonu ve Çankırı civarında yaşayan halk inanışları arasında bulunan sakallı yılan, yeleli yılan, boynuzlu yılan gibi figürler Glykon kültünün bölgede bırakmış olduğu izlerden biri olarak sayılabilir. Yine Kastamonu’nun kırsal bölgelerinde, ayrıca Balkanlar ve kültün etkisini en çok gösterdiği yerlerden biri olan antik Moesia bölgesinde, her evin koruyucu bir yılanı olduğuna dair inanış, Glykon kültünün etkisi olmalıdır.


Glykon, Antik Yunan mitolojisinde yer alan önemli tanrılardan biridir. Tıp ve sağlık alanında insanların dua ettiği ve tapındığı bir tanrıdır. Günümüzde de yılan zehri, tıbbi alanlarda kullanılmaktadır ve Glykon’un sembolü olarak kabul edilmektedir. Antik Yunan mitolojisi, insanların hayatına etki eden birçok önemli karakter ve hikayeleri içermektedir. Glykon da, bu karakterlerden biridir ve insanların sağlık ve iyilik dilekleri için dua ettiği bir tanrı olarak kabul edilir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.