MitolojilerTürk Mitolojisi

Ağaç İyesi ve Agal Mitolojisi

Ağaç İyesi ve Agal Mitolojisi;

Ağaç İyesi – Türk halk kültüründe ve mitolojisinde ağacın koruyucu ruhu. Değişik lehçelerde Ağaş (Ağas, Yağaç, Yığaç, Cığaç, Eves) İyesi olarak da söylenir. Moğolcada Mod (Modun, Modon) Ezen olarak geçer.

Özellikleri

Her ağaç için farklı bir İye vardır. Özellikle büyük, yaşlı ve kutlu sayılan ağaçların mutlaka bir İyesi vardır. Bazen olumsuz nitelikler de taşıyan Ağaç İyesi’nin tüm vücûdu ağaç gibi kabuklarla ve kıllarla kaplıdır. Çürümüş yaprak ve ağaç kabuğu gibi kokar. Ağaç İyesi bir yerden başka bir yere havada uçarak gidebilir. Bedeni sık tüylerle kaplıdır. Tüm bedenine yapraklar yapışmış, saçı sakalı birbirine karışmıştır.

Bazı söylencelerde sihirli güçleri olan kanatlı bir atı olduğu söylenir. Ayrıca ağaç türleriyle bağlantılı olarak değişik iyler olabilir. Örneğin; Meşe İyesi, Kavak/Gavak İyesi, Söğüt/Sövüt/Söget İyesi, Çam/Şam İyesi, Ceviz/Cevis İyesi, Kayın/Katın İyesi, Çınar/Şınar İyesi, Ardıç/Artuş İyesi, Gürgen/Kürken İyesi, Dut/Tut İyesi, Erik/İrig İyesi, Armut/Almurt İyesi, İğde/Niğde İyesi, Servi/Selvi İyesi, Vişne İyesi, Ihlamur İyesi gibi… Türk kültüründe ağaç önemli bir yere sahiptir. Özellikle sıra dışı görünümü olan ağaçlar Ulu Kayın’ı çağrıştırdığı için saygı gösterilir. Ağaç daima Uluğkayın kavramı ile birlikte değerlendirilmelidir. Türklerde Elma Ağacı büyük bir öneme sahipken İncir ve zeytin ağaçları ise İslâmiyet’in etkisiyle kutsallık kazanmıştır. Çünkü Kuran-ı Kerim’de bu ağaç (ve/veya meyveleri) üzerine yemin edilmektedir: “İncire ve Zeytine andolsun ki…” (Tin Suresi, 1. Ayet).

Budizmin kurucusu olan Buda bir ağacın altında düşünerek gerçeğe erişmiştir. Zeytin Akdeniz ve Ege kültüründe çok önemli bir yere sâhip olup, Batı mitolojilerinde vurgulanır. Türklerde ise ağacın türünden ziyade büyüklüğü ve görkemi ön plana çıkar. Korkut Ata (Dede Korkut) Öykülerinde Uruz’un ağaca seslenişi ilgi çekicidir.

Başın ala bakar olsam, başsız ağaç, Dibin ala bakar olsam dipsiz ağaç. Beni sana asarlar, götürmegil ağaç,

İlgili Makaleler

Götürürsen, yiğitliğim seni tutsun ağaç.

Orman İyesi                                                                                       

Orman İyesi – Türk, Tatar ve Altay mitolojisinde ve halk inancında orman ruhudur. Ağaç İyesine çok benzer özellikler taşır. Urman İyesi veya Meşe İyesi ya da Yış (Hıs) İyesi olarak bilinir. Tokay İyesi de denir. Moğollar ise Seber (Sibir) Ezen veya Oy (Oyın) Ezen derler. Ormanın koruyucu ruhudur. Her orman için farklı bir İye vardır. Keyfi yerinde olduğunda kalın sesle şarkı söyler. Meşe ağacı kılığındadır. Ağaçlara her yıl yeni bir halka ekleyerek onları büyütür. Kır saçlı, aksakallı bir ihtiyardır. Uzun boyludur, elinde uzun bir sopa vardır. Tunguzlar Ura Amaka diye bahsederler.

Ağal (Āl) – Yakut ve Altay mitolojisinde “Ruh çağırma“. Özellikle ataların ruhlarının yardım etmesi için bazı ritüellerle çağrılmasıdır. Yaygın olarak kullanılan iki anlamı vardır.

  1. Bir saygı sözcüğüdür. “Aal” biçimiyle Yakutça’da geçer. Ruhların, kutsal mitolojik varlıkların, Tanrıların ve Tanrıçaların adlarının önünde bir saygı ifadesi olarak yer alır. Tıpkı “Hazreti (Hz.)” kelimesinin taşıdığı gibi bir anlamı bulunur. Ör: Aal Luuk Mas (Ağal Ulu Ağaç).
  2. Ayrıca ruh çağırma anlamına da gelir. Yakut geleneğinde yaygın bir uygulama olarak görülür. Öteki âlemle bağlantı kurma anlayışı, insanoğlunun daima ilgisini çekmiştir, çünkü bilinmezlik daima merak uyandırır. Bunun yanı sıra modern toplumlarda, hattâ kendilerini elit olarak gören sınıflarda dâhi ruh çağırma uygulamalarının zaman zaman moda olması dikkat çekicidir. Fakat ilkel topluluklarda dinî bir ayin olarak görülen Ağal ile bu tip modaların birbirinden farklı yönleri olduğu kesindir.

Pekarski’nin Yakut dilinde “ruhlan çağırmak” anlamında kaydettiği “Agal” sözcüğü “Dede Kokut Kİtabında bazı araştırmacılar tarafından “Ağlamak” fiiliyle bağlantılı gösterilmiştir. Aslında ise buradaki “Ağlamak” fiili, “dua etmek, çağırmak” anlamındadır ve “Ağal” ile aynı kökten türemiştir.1 Dede Korkut Kitabında şöyle Kazan Han şöyle seslenir:

Han Kazan aydır; “Oğul, oğul, ay oğul! Sen gideli ağlamağım gökteyken, yere indi”… Ağ alnını yere koydu. Namaz kıldı. Ağladı, Kadir Tann’dan hacet diledi.”

Ruh Çağırma                                                                                     

Ruh Çağırma – özel bir törenle ve bazen de çeşitli düzenekler kullanarak doğaüstü varlıkları dâvet etme. Târih boyunca insanoğlu, savaşlarda kazanan taraf olmak, düşmanlarını cezalandırmak, geleceği hakkında bilgi sahibi olmak, ölmüş yakınlarını yeniden görmek gibi gerekçelerle doğaüstü varlıkları çağırmaya teşebbüs etmiştir.

Etimoloji

(Ağ/Ak) kökünden türemiştir. Ağmak, akmak, beyazlamak, ışımak, yükselmek, yukarı çıkmak veya aşağı inmek gibi anlamlar taşır. Ağalbay sözcüğü, saygıdeğer demektir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.