MitolojilerTürk Mitolojisi

Ongun Nedir

Ongun Nedir; Eski Türklerin Tengricilik inancında, içinde bir ruh’u barındıran bir cisime verilen isimdir.

Diğer eski inanç sistemlerinde de bulunan Totem ile karşılaştırılabilir. Aynı Amerika yerlilerin Totemleri gibi, eski Türk boylarınında her birisinin kendine özel bir Ongun’u vardır. Bu genellikle kendi Boylarını koruduğuna inandıkları kutsal bir havyan türü ya da büyük bir atalarının ruhunu barındırdığına inandıkları bir cisimdir.

Azerbaycan’da Ongun geleneğinin islamdada uzun süre devam ettiğini kanıtlayan eski Türk mezarları bulunmaktadır (en yenileri 16’ncı yüzyıl). İslam geleneğine göre inşa edilmiş bu mezarların taşlarında, ölen kişinin hangi boya ait olduğunu gösteren Ongun’ları kazılıdır.

Ongun’un anlamı

Eski Türklerde Tanrı’nın yeryüzündeki varoluş biçimi. Tanrı sadece ongunlarla varlığını gösterirdi. Eski Türkler de (Gök Türkler, Oğuzlar…) ongunlara tapardı. Ama bu tapma sanıldığı gibi putlara tapma gibi değildir. Bu tapma ongunlardan ilham alma ve öldükten sonra ongunların hizmet etmesinden ibârettir.

Târihî belgelerden her Türk boyunun bir “Ongun”u olduğu bilinmektedir. Bu ongun genellikle kendisinden türediğine inanılan “kurt, kaplan, dağ keçisi, koç, geyik, boğa, at, kartal, şahin, doğan” gibi hayvanların şeklini ayırıcı niteliği ortaya konulmuş ögelerdir.

Oğuzların 24 boyunun6tane ongunu vardır. Bunların hepsi yırtıcı kuşlardan seçilmiştir. Bilinenlerin dışında başka ongunlar da vardır:

Kotuz

İlk Türklerin yaşadığı İç Asya dünyası, boğayı, bilhassa doğuda yüksek zirvelerde yaşayan tüylü cinsi kotuz’u, bir kuvvet simgesi olarak görmekte ve bu simgeye çeşitli anlamlar atfetmekteydi.”

Her avcının vurduğu hayvan, onun ongunu sayılıyordu ve bayrağına resmediliyordu. Böylece vurulan ve eti yenen hayvanın ruhuna hulûl etmiş kabul ediliyordu. Hükümdarın ongunu ve ruhunun makamı ise kotuz (yak diye de bilinir) kuyruğundan tuğdu.”

Sıgun

R. Arat da, Kutadgu Bilig’in 5111. beytindeki sıgun’a “dağ keçisi” demiştir. G. Clauson ise sıgun kelimesini “maral geyiği” olarak tercüme etmiş ve Arapçasını el-ayyil olarak göstermiş. Araştırmamızın neticesinde, Türk metinlerinde sıgun’a verilen önem sonucunda, sıgun’un asıl hükümdar ongunu olduğu kanaatine varacağımızı şimdiden belirtelim.

Yine de Türk metinlerinde genel anlamda kullanılan sıgun geyik tabirini tercih edeceğiz. Böylece geyik ve dağ keçisi cinslerini bir arada anmak istemekteyiz.”

“Dağ tekesi ve geyik motifleri, milattan önceki binyılda, Avrasya’da yaşayan bütün göçebe boyların başlıca ongunlarındandı.“…sıgun geyik cinsi, Türklerde ölümsüzlüğün simgesiydi.”

Karaçay-Malkar Türkçesinde “çugutur” adı verilen dağ keçisi de, Karaçay-Malkar Türklerinin eski kültüründe çok önemli bir yere sahiptir.

Kıyand ve Sungur

“Chou devrinde, av merasimde vurulan hayvanın onu vuranın ongunu olması geleneğini, Oğuz Kağan Destanı da hatırlatır. Oğuz Kağan, her biri hükümdarlık ongunu olan iki hayvan vurmuştu; bunlar su aygırı cinsinden bir kıyand ile sungurdu.”

Ku (Kuğu, Kuv, Hu, Gu, Kuba)

Bazı Türk boyları, örneğin Altaylar’ın bir kolu olan Ku’lar (Lebedler) kuğudan türediklerine inanırlar. Lebed sözcüğü Rusça’da “kuğu” demektir ve bu halka Ruslar’ın verdiği isimdir. Lebedler, kendilerine Ku Kiji “Kuğu Kişi” derler.7 Finlilerin Ku adlı Ay Tanrısı ile de bağlantılı olduğu düşünülmektedir. Çünkü Ay da tıpkı kuğu gibi güzelliği ve zerafeti sembolize eder. Eski Moğolcada kuğu demek olan Hun/Kun (Hung/Kung) kelimesinin aynı zamanda insan anlamına gelmesi dikkat çekicidir. Tunguz- Mançu dillerinde Kukı/Kuhu/Kukku şeklinde yer alır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.