MitolojilerTürk Mitolojisi

Kara Oğlanlar

Kara Oğlanlar – Türk ve Altay mitolojisinde Kötülük Tanrıları. Kara-Erler de denir.

Erlik Han’ın oğullarıdırlar.

Sayıları dokuzdur. Moğolların “Dokuz Kana Susamış Tanrı”ları ile benzerlik gösterirler. İnsanlara kötülükler getiren kara fırtınalar estirir, kan yağmurları yağdırırlar. Erlik’in sarayının veya yeraltının kapılarını bekledikleri için Kapı Bekçileri diye anılırlar.

  1. Karaş Han
  2. Matır Han
  3. Şıngay Han
  4. Kömür Han
  5. Badış Han
  6. Yabaş Han
  7. Temir Han
  8. Uçar Han
  9. Kerey Han

Karaoğlan

Türk halk kültüründe gözüpek korkusuz ve bâzen de acımasız kimseler için kullanılan bir tâbirdir. Görünüş olarak karayağız (esmer tenli) kimseler için de tercih edilir.

Olumsuz anlamları pek yoktur. Gözüpekliğe, cesârete dair çağrışımlar içerir. Suat Yalaz tarafından bir çizgi roman kahramanına da bu ad verilmiş ve daha sonra sinema filmelri de çekilmiştir. Bu çizgi romanda Karaoğlan atletik, deli- dolu, gözüpek ve mert bir Uygur genci olarak tanıtılır ilk başlarda.

Bir kahramanda bulunması gereken tüm özelliklere sahiptir. Göçebedir ve bir yerde uzun süre kalmaz. Bu da maceraların geçtiği haritayı genişletmektedir. Zaman içinde Çin’den Hindistan’a, Bizans’tan Altaylar’a uzanır bu maceraların coğrafyası.

Karaoğlan, erkek çocuklara törenle ad koyulan bir dönemde yaşar, ama böyle bir tören göremez; daha birkaç aylıkken annesi öldürülür, babası yaralı bir şekilde oğlunu kurtarabilir ve onu bir ormancıya emanet eder. Ormancı da bebek kendilerine ait olmadığından ona bir isim vermez. Ama kara, gür saçlarından dolayı onu Karaoğlan diye çağırırlar.

Suat Yalaz, birçok maceranın temellerini Türk tarih ve folklorundan almış, bir o kadar da yabancı kaynaklardan yararlanmıştır. Dede Korkut‘tan Pardanyanlar’a, Demir Maskeli Adam’dan efsanelere kadar geniş kaynak vardır Karaoğlan maceralarının altyapısında.

Karaoğlan’da kullanılan dile de büyük özen gösterilmiştir. Bazı maceralarda o dönemin dili tercih edilir. Karaoğlan’daki psikolojik tahlillerse, edebi bir derinlik ve değer kazandırmaktadır. İnsanlar yalnızca iyiler ve kötülerden oluşmaz. Aralıkta pekçok insan yapısından söz edilebilir. “İnceyılan Hanı” adlı maceranın kötü Düşes Berthe’si, Karaoğlan’in peşine takılıp Urfa yöresini dolaşmaya başlar.

Burada yaşayan yerli halkı, tanıdıkça kişiliği değişmeye başlar. “Kul Bakay’ın Mezarı” adlı maceradaysa çocuk Karaoğlan’ı kaçıran bir uğru ile çocuk arasında sert başlayan ilişki, giderek karşılıklı sevgiye dönüşür. (Benzeri bir öykü de yıllar sonra “Perfect World” adlı filmde işlenir.) Dönemin sosyal ve politik ortamı da Karaoğlan’ın birçok macerasına yansır.

Örneğin, “Mor Kahküllü Şehzade”de, 1970’lerin başında İsmet İnönü üstündeki politik baskıların arttığı dönemde, Yalaz İsmet Paşa’nın bu durumundan esinlenerek Kazılık Koca’yı ortaya çıkarır ve bu Dede Korkut öyküsünü, dönemin siyasi olaylarına denk düşürür. 1980‘lerde yurtdışında resmi görevlilerimize Ermeni saldırılarının arttığı ve toplumsal öfkenin de büyüdüğü bir dönemde çizilen “İnceyılan Hanı”nda, Ermeni-Türk ilişkileri incelenir ve dengeli bir yaklaşımla anlatılır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.