Juan Pedro Vakası Interpol’un bir zamanlar söylediği gibi, Avrupa’nın en tuhaf kayboluşu, hepsi masum bir yolculukla başladı. Andrés Martinez, İspanya’nın güneyinde Murcia Fuente Alamo’da yaşayan bir kamyon şoförüydü. Bazen yolculuklarına eşi Carmen Gomez ve 10 yaşındaki oğlu Juan Pedro ile birlikte çıkardı…
Olay günü;
Aile, 24 Haziran 1986 sabah saat 6’da, Madrid’in kuzeyinde bir dağ geçidi olan Somosierra’e gelmişti. Freni boşaldığı düşünülen kamyon saatte 140 km hızla gidiyordu, Andrés ilk önce birkaç araca sürttükten sonra karşıdan gelen başka bir kamyon ile kafa kafaya çarpıştı.
Bu korkunç kazanın en kötü kısımlarından biri de Andrés’in kullandığı kamyon saf sülfürik asit taşıyor olmasıydı. Çarpışma ile Volvo marka kamyonun tankı patlamış ve içindeki asit etrafa zehirli bir bulut yaymıştı. Yetkililer geldiğinde nehre sızan asit için hızla harekete geçti.
Polisler ölen kişilere ulaşmıştı, ancak bir sorun vardı. Kaza alanında çocuğa ait eşyalar bulunmuş fakat ortada bir çocuk cesedi görülmemişti. Yetkililer aileye ulaştılar ve acı haberi verdiler. Andrés’in annesinin sorduğu ilk soru ise şuydu; Peki Juan Pedro (10 yaşındaki torunu) hayatta mı?
Polisler şaşkınlık içinde hızla çocuğu aramaya koyuldu. Tüm her yer geniş çaplı şekilde arandı, kazanın gerçekleştiği yerin ilerisi ve gerisi, ancak çocuğa ait hiçbir iz bulunamadı. Yetkililer çocuğun asidin içine düşmüş ve cesedinin yok olmuş olabileceğini düşünse de kimyagerler bunu reddetti.
Çünkü çocuğun cesedi aside maruz kalsa bile, saatler içerisinde tüm vücudunun yok olması mümkün değildi. Kemikler, tırnaklar, dişler, saçlar ve üstündeki giysilerinin hala duruyor olması gerekirdi. Bununla ilgili etrafta başka hiçbir bulguya da rastlanılmadı, peki Juan Pedro nereye kaybolmuştu?
Olay içinden çıkılmaz bir hal alıyor;
Araştırmalar arttırıldı ve ailenin kazadan önce bir lokantada kahvaltı yaptıkları öğrenildi. Çalışanların ifadelerine göre ailede herhangi sıra dışı bir şey veya aksi bir durum görülmemişti. Kamyonda yapılan incelemelerde ise ilginç bir şey öğrenildi, kamyonun frenlerinde bir sorun yoktu.
Ayrıca kamyonun devir saatinde bir başka tuhaf detay daha bulundu; Andrés dağa çıkarken 20 dakikalık bir süre boyunca kamyonunu 12 kez durdurmuştu. Üstelik bu geçitte bir kez bile durmak çok riskli bir durumdu. Peki Andrés neden bu kadar sık durmuş ve bu kadar hızlanmıştı?
En popüler teori, Juan Pedro’nun kaçırılmış olması ve babasının peşinden hızlanmasıydı. Ancak Juan Pedro’dan sonraki günler değil, 34 yıl geçmesine rağmen hala hiçbir iz yok. Interpol bu olayı Avrupa’daki en ilginç kayıp olarak kayıtlara geçirdi ve Juan Pedro bulunamadan dava kapatıldı. Sizce Juan Pedro neredeydi?
