Bilim

Propiyonik Asidemi Nedir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Propiyonik Asidemi

Propiyonik asidemi, propiyonil CoA karboksilaz enzimindeki eksiklikten kaynaklanan otozomal resesif geçişli metabolik bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda valin, metionin, treonin ve izolösin aminoasitlerinden propiyonil Coa; propiyonil Coa’dan ise propiyonil Coa karboksilaz (biyotine bağımlı) enziminin yardımıyla metilmalonil Coa sentezlenmektedir. Bu hastalığa sahip kişilerde ise propiyonil Coa karboksilaz enziminin eksikliği nedeniyle kanda propiyonik asit birikmektedir.

Sağlıklı insanlarda propiyonat üretiminin %50’si amino asit metabolizmasından, %25’i tek zincirli yağ asidi metabolizmasından ve %25’i fermentasyon aracılığıyla bağırsak bakterileri tarafından sağlanmaktadır. Enzimin eksikliğinde metabolik olarak aktif olan propiyonil CoA’nın birikmesi, diğer metabolik süreçleri de etkilemektedir ve bazı asidik bileşiklerin idrar konsantrasyonlarının artmasına neden olmaktadır.[1]

Belirti ve Bulgular

Hastalık genellikle yenidoğanlarda veya süt çocukluğu döneminde ortaya çıkmaktadır. Daha hafif formları daha geç dönemde ortaya çıkabilmektedir. Kusma, dehidratasyon, beslenme güçlüğü, letarji (patolojik uyku durumu), hipotoni (düşük kas tonusu), nöbetler ve ensefalopati ile hastalar hastaneye başvurabilmektedir. Semptomların ortaya çıkışı enfeksiyon veya farklı bir beslenme şekline geçiş ile görülebilmektedir. Hastaların aile öyküsünde genellikle yenidoğan döneminde nedeni açıklanamayan kardeş ölümü mevcuttur.[2]

Enfeksiyon varlığı, kabızlık ve yüksek proteinli beslenme hastalığın ataklarını provoke edebilir. Konvülsiyon, distoni (istemsiz kas spazmları), tremor (titreme) gibi nörolojik bulgular gelişebilir. Yenidoğan başlangıçlı propiyonik asidemide şu belirtiler görülür:

İlgili Makaleler
Beslenme Hastalıkları ile ilgili diğer içerikler ›
  • Letarji,
  • Malnütrisyon (beslenme bozukluğu),
  • Kusma,
  • Dehidratasyon,
  • Hipotoni,
  • Tedavi edilmez ise ensefelopati ve kardiyorespiratuvar yetmezlik.

Geç başlangıçlı propiyonik asidemide ise şu belirtiler görülebilir:

  • Büyüme ve gelişmede gecikme,
  • Zihinsel engel,
  • Kronik gastrointestinal belirtiler,
  • Protein intoleransı,
  • Akut psikoz,
  • Hipotoni,
  • Distoni.[3]

Hastalık çeşitli metabolitlerin kanda ve idrarda birikmesine yol açabilir. Propiyonik asidemi hastalığındaki biyokimyasal bulgular şöyledir:

  • Plazmada yüksek propiyonilkarnitin (C3),
  • Plazmada yüksek glisin,
  • İdrarda yüksek 3-hidroksipropiyonat,
  • İdrarda metilsitrat, tiglilglisin, propiyonilglisin ve laktik asit.[3]

Hastalıkla İlişkili Genler, Etken Faktörler ve Risk Faktörleri

Propiyonik asidemi PCCA ve PCCB genlerindeki mutasyonlardan kaynaklanmaktadır. PCCA geni 13q22.3 kromozomunda, PCCB geni ise 3q22.3 kromozomunda bulunmaktadır. Akraba evlilikleri propiyonik asidemi hastalığının görülme riskini arttırmaktadır.[1]

Teşhis Yöntemleri

Genişletilmiş yenidoğan taramasıyla test edilen propiyonik asidemili yenidoğanlarda C3 (propiyonilkarnitin) yüksek görülür. Semptomatik olan veya yenidoğan taramasında tespit edilen kişilerde idrarda organik asitlere bakılır ve 3-hidroksipropiyonatın yüksek olduğu görülür. Ayrıca idrarda metilsitrat, tiglilglisin, propiyonilglisin ve laktik asit varlığı ortaya çıkar. Kan testlerinde ise glisin aminoasiti yüksek görülür. Tanının doğrulanması için moleküler genetik testler yapılabilir ve enzimatik aktiviteye bakılabilir.[3]

Tedaviler veya İdare Yöntemleri

L-karnitin molekülü yağ asitlerinin mitokondriyal oksidasyonu için önemli olan bir moleküldür. Organizmada serbest karnitin, L-karnitin ve diğer karnitin esterleri olarak bulunabilmektedir. Karnitinin besin kaynakları kırmızı et ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir. Karnitin, propiyonil CoA’nın toksik hücre içi seviyelerinin azaltılması yoluyla propiyonik asidemi kaynaklı DNA hasarını iyileştirebilmektedir.

Hastalığın beslenme tedavisinde amaç propiyonat üretimini azaltmaktır. Bunun için düşük proteinli bir beslenme tedavisi uygulanır. Düşük proteinli diyetin amacı toksik metabolitlerin üretimini azaltmaktır. Vücudun ihtiyaçlarını karşılayacak kadar protein, azot ve esansiyel aminoasitler sağlanmalıdır. Protein alımı ise öğünlere eşit olarak dağıtılmalıdır. Yeterli enerji sağlanarak izolösin, valin, treonin ve metioninin plazma konsantrasyonları azaltılmalıdır. Gastrointestinal sistemde yer alan bakterilerin fermentasyonla ürettiği propiyonik asiti azaltmak için ilaç tedavisi uygulanabilir. Hastalığın beslenme tedavisinin alanında uzman diyetisyen eşliğinde yürütülmesi gerekmektedir.

Karaciğer nakli propiyonik asidemi için potansiyel tedavi yöntemlerinden birisidir. Çünkü karaciğer propiyonik asit üretiminin merkezidir. Karaciğer nakli metabolik hasarın kısmi olarak düzeltilmesini sağlamaktadır.[1]

Müddet Tahminleri (Prognoz)

Propiyonik asidemi hastalığı yüksek ölüm riski taşıyabilir. Fakat bildirilen ölüm oranları giderek düşmektedir. Mortalitede düşüş gözlenmesinin nedenleri arasında yenidoğan taramalarının yaygınlaştırılması, yeterli ve uzun süre takip yapılması ve elektif karaciğer nakilleri bildirilmiştir.[3]

Görülme Sıklığı ve Dağılımı (Epidemiyoloji)

Küresel propiyonik asidemi insidansı 1:100.000 olarak bildirilmiştir. Bu oran Japonya’da 1:17.400 ve Almanya’da 1:250.000 arasında değişmektedir. Suudi Arabistan Krallığı’nda ise 1:27.264 olarak bildirilmiş

Önlem Yöntemleri

Propiyonik asidemi hastalığı otozomal resesif geçişli bir hastalık olduğu için akraba evliliklerinin önlenmesi hastalığın görülme riskini düşürebilir.

Etimoloji

Propiyonik kelimesi Yunanca ”ilk” anlamına gelen protos (Yun: “prota“) ve ”yağ” anlamına gelen pion (Yun: “pion“) kelimelerinden oluşmaktadır. Asidemi ise bir asidin vücutta birikmesi anlamına gelmektedir

Kaynak

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.