Arap folkloru ve mitolojisi, doğaüstü yaratıklar, cesur kahramanlar, sihirli lambalar ve heyecan verici maceralarla ilgili hikayelerle dünyanın en çeşitli ve renkli halklarından biridir.
Birçoğu yüzlerce yıl boyunca nesilden nesile sözlü olarak aktarıldı ve içlerinde Arap kültürünün otantik ruhu korundu. Bunlardan bazılarının saf mitler olduğu ve yaygın masal rolünü üstlendiği bilinse de, birçoğunun hala gizemle çevrili olması onları daha da heyecan verici ve ilginç kılıyor.
Bahamut (بهموت)
Arap mitolojisinde Bahamut , dünyayı destekleyen kozmik bir denizde yüzen büyük bir balıktır.
Efsaneler, Kujata/Kuyuta adlı bir boğanın Bahamut’a bindiğini ve tepesinde yakut bir dağ olduğunu söyler; dağda bir melek; meleğin üzerinde altı cehennem yüzer; Cehennemin üstünde yer ve yeryüzünün üzerinde yedi gök vardır.
Bazı efsaneler, Bahamut’u bir filin veya su aygırı kafasına sahip olarak tanımlar. Ara sıra, uzuvları ve sert dişleri olan bir deniz yılanı gibi görünen daha canavarca bir biçim verilir.
Cin (الجن)
Cinler (genellikle al-jinn veya cin olarak adlandırılır), ateş ve havadan yapılmış ruhlardır. El-Zein’a göre, putperest Araplar, yedinci yüzyılda İslam’ın tanıtılmasından çok önce cinlere tapıyorlardı; ruhların, toprakları verimli hale getirme gücüne sahip olan bazı zanaatların ve doğa unsurlarının ustaları olduğuna inanıyorlardı.
Hem iyi hem de kötü olabilirler ve tıpkı insanlar gibi özgür iradeye sahiptirler ve kendi seçimlerini yapabilirler. Cinler, insan veya hayvan şekline girme yeteneğine sahiptir ve toprağın altında, havada ve ateşte akla gelebilecek tüm cansız nesnelerde – taşlar, ağaçlar, harabeler – yaşadıklarına inanılır.
Birçok cin türü vardır. Marid en tanınmış ve aynı zamanda en güçlü olanlardır. Dilekleri yerine getirebilirler, ancak maliyeti yüksektir – genellikle bir savaş veya olağanüstü miktarda dalkavukluk gerekir.
İfritler, antik harabelerde yaşayan ve özgür iradeye sahip olmalarına rağmen çoğu kötü ve kötü niyetli yaratıklar olarak kabul edilen cinlerdir.
Ghoul, çoğunlukla insan eti arzuladıkları için en çok korkulan Cinlerdir. Ghoul’ların mezarlıklar, harabeler ve genellikle ıssız olan yerler gibi alanlara sık sık geldiği düşünülmektedir. Tek başına seyahat eden veya hortlak sürüsü tarafından sayıca üstün olabilecek küçük gruplar halinde olan insanlara saldırma eğilimindedirler.
Diğer türler hinn, jann, sila, palis, qareen, vetala ve shayteen’dir.
Kumun Atlantis’i
Bedeviler tarafından Ubar, Kuran’da İram olarak da adlandırılan Kumların Atlantis’i , en gizemli kayıp şehirlerden biridir.
Kuran’da İrem’in yüksek binalarla süslendiği ve Ad olarak bilinen bir grup insanın yaşadığı söyleniyor. Allah’tan yüz çevirdikleri ve kötü hayatlar sürdükleri için, onları Allah’a ibadete dönmeye çağırmak için Hud peygamber gönderildi. İrem halkı Hud’un sözlerine kulak asmadılar. Sonuç olarak, Ad cezalandırıldı ve şehirlerine arka arkaya yedi gece ve sekiz gün boyunca bir kum fırtınası gönderildi. Sonunda İram, sanki hiç var olmamış gibi kumların altında kayboldu.
Şehir, güney Arabistan’da, Hindistan ile Akdeniz arasında doğrudan ticaret yolu üzerinde bulunuyordu. Tüccarlar bu yolu kaliteli baharatları ve çok değerli reçineleri ve uçucu yağları satmak için taşımak için kullandılar.
Denizci Sinbad ( السندباد البحري )
Denizci Sinbad efsanesi, bugüne kadar çocukların ve yetişkinlerin kalbini büyüleyen en ünlü Arap hikayelerinden biridir. Efsane ilk kez “Binbir Gece Masalları”nda karşımıza çıktı. Yakın Doğu’nun Bağdat şehrinden, Afrika’nın doğusu ve Asya’nın güneyindeki denizlerde karalara ve adalara yedi sefer yapan bir tüccar hakkındadır. Seyahatleri sırasında büyük maceralar yaşadı, sayısız tehlike atlattı ve birçok zenginlik elde etti.
Nasnas (النَّسْنَاس)
Nasnas doğaüstü bir yaratıktır, yani yarı insandır – yarım kafası, yarım gövdesi, bir kolu ve bir bacağı vardır. Bazılarının yarasa kanatlarına sahip olduğu anlatılır.
Ayrıca Somali folklorunda “xunguruuf” “Hungruf” denilen ve aynı özellik ve özelliklere sahip olduğu için “nasnās”a benzeyen bir yaratık vardır. Bir insanı sadece dokunarak öldürebileceğine ve kişinin birkaç saniye içinde etsiz kalacağına inanılıyor.
Zarqa’ Al-Yamama (زرقاء اليمامة)
Efsaneye göre Zarqa’ Al-Yamama, düşmanları üç günlük mesafeden görme yeteneğine sahip mavi gözlü bir kadın peygamberdi.
Kabilesinin düşmanları, Zarqa’nın bakışlarından kaçmak için taşıdıkları ağaçların arkasına saklanmaya karar verdiler. Zarqa neler olup bittiğini fark etti ve köyüne ağaçların kendilerine doğru hareket ettiğini ve askerleri arkalarına sakladıklarını bildirdi. Ancak insanlar onun delirdiğini düşündüler ve uyarısını görmezden gelmeyi seçtiler.
Hassan al-Himyari’nin birlikleri sonunda kabilesine ulaştı ve kamptaki herkesi öldürdü, ardından Zarqa’nın gözlerini çıkardılar ve onu çarmıha gerdiler.
