Dünya TarihiTarih

Osirian Medeniyeti

Osirian Medeniyeti; Mısır’dan gelen gizemli ve kadim bir medeniyettir. Eski yazılarının metinleri zaman içinde kaybolmuş ve gizemleri çözülmeden kalmıştır.

Mısır’ın hanedan öncesi döneminde ortaya çıktığına ve dünyadaki bilinen en eski kültür olabileceğine inanılıyor. Osiris kültürü, dili ve tanrıları ile daha sonraki Mısır hanedanlarınınkilerle güçlü bir bağı olan, belirgin bir şekilde Mısır’a aittir. Osiris’e ait eserler, günümüz Mısır’ında, özellikle Krallar Vadisi’ndeki ve başka yerlerdeki mezarlarda ve gömü alanlarında bulunur.

Bu eserler matematik, astronomi ve mühendislikte oldukça gelişmiş bir kültürü ortaya koymaktadır. Etkileyici heykelleri, kültürel anıtları ve şaşırtıcı mimari başarılarının da gösterdiği gibi, Osiris kültürü de son derece yaratıcıydı.

Çok uzun zaman önce şimdi Akdeniz’in bulunduğu alan kuru ve verimli bir araziydi. Nil Nehri “Stix Nehri” olarak biliniyordu ve bugünde olduğu gibi Afrika boyunca dolanıyordu; ama daha sonra Akdeniz’de bir vadide bulunan göle kadar uzanıyordu.

Gölden sonra ise biraz daha ileride bulunan Herakles Sütunları’ndan Atlas Okyanusu’na dökülüyordu. Efsaneler, Atlantis zamanında Osirianlar’ın Akdeniz havzasındaki büyük gölün etrafında yaşamış olduklarından söz etmektedir. İki yüzün üzerindeki sayıda Osirian anıtı bugün Akdeniz tabanında görülebilmektedir.

Atheninan Yunan İmparatorluğu’dur. Atlantis’in düşmanı ve rakibidir.

Rıver Styx Osiria imparatorluğudur. Malta’da Osirian başkent olabileceğine dair kazılar bulunmuştur.

Osiris üzerine odaklanan Mısırlılar’ın Osirian dininin onlar tarafından atıldığı düşünülmesine rağmen bu medeniyete ait çok az şey bilinmektedir.

Mısırlılar’ın ölüm tanrısı olan Osiris hakkındaki mitlerde daha çok suyla bağlantılı olarak anlatılmıştır; ya Nil’in sularında boğulurken ya da suya gömülürken tasvir edilmiş ve daha sonrada hayat verici nem ve üretici güçlerle tekrar hayata dönmüştür. Belki de bu, Osirianlar’ın kaderini temsil etmekteydi.

Yaklaşık olarak M.Ö. 10.000 yılında okyanus suları yükselince ve depremler Cebelitarık Boğazı’ndaki ülkeyi yerinden oynatınca, Atlan Okyanusu’nun suları iç bölgelere kadar ulaştı ve şehirleri su bastı. Kaçmayı başarabilenler Mısır’ın ve etrafındaki ülkelerin yüksek kısımlarına yerleştiler.

Malta Adası’nda bir zamanlar buralarda yaşamış olan insanlara dair kanıtlar sunan eski klar bulunmuştur. Büyük taş bloklardan yapılan geniş anıtlar ve binalar bazen kalıplar halinde dizilirdi. Malta’daki tarihi olaylar düz alanlardaki kayalıklara ve tepelere yapılırdı.

Bütün ada üzerinde yollar bir ağ meydana getirirdi. Bazıları doğruca denize, Osirian şehrinin klarının bulunduğu yere kadar uzanırlardı. Bu yol kadar gizemli olan tekerlek izleri de birbirine paralel ve eşit uzaklıkta olup birlikte kıvrılıp birlikte düzleşirlerdi.

Malta’daki taş tabletlerin üzerinde bulunan çözümlenememiş yazıtlar mutlaka bu ilginç yollar ve onları yapanlar hakkında bilgi veriyordu.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.