Efsaneler

Kurt Adam Efsanesi

Kurt Adam efsanesi, insanların yarım kurt yarı insan şekline dönüşebildiği bir efsanedir.

Bu efsanenin kökleri, eski Avrupa ve Asya kültürlerine kadar uzanmaktadır. Kurt Adam efsanesi, popüler kültürde de geniş bir yankı uyandırmış ve birçok film, dizi ve romanın konusu olmuştur.

Kurt Adam efsanesinin kökenleri, Ortaçağ dönemine kadar uzanır. O dönemde, insanların doğaüstü varlıklar ve olaylar hakkında inançları vardı. Bu inançlardan biri de insanların kurt adama dönüşebileceği inancıydı. Bu inanç, insanların kurt adam formunda avlanarak hayatta kalmalarına yardımcı olabileceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır.

Kurt Adam efsanesi, Avrupa’da ve Asya’da farklı şekillerde ele alınmıştır. Avrupa’da kurt adam, genellikle bir lanet veya büyü sonucu ortaya çıkar. Asya‘da ise kurt adam, genellikle bir şaman veya büyücü tarafından kontrol edilen bir varlık olarak tasvir edilir.

Kurt Adam efsanesi, popüler kültürde de büyük bir etki yaratmıştır. Birçok film, dizi ve roman, kurt adam temasını işlemiştir. Bunlardan en ünlüleri, “Kurt Adam” serisi, “Kurt Adamın Gölgesi” ve “Kurt Adamın Dönüşü” gibi yapımlardır.

Kurt Adam efsanesi, günümüzde de popülerliğini korumaktadır. Özellikle gençler arasında popüler olan kurt adam temalı romanlar ve filmler, bu efsanenin yaşamasını sağlamaktadır.

Kurda ya da başka bir yırtıcı hayvana dönüşen insanların öykülerine birçok ülkede rastlanır. Kurt olmayan bölgelerde (kurt, yalnızca kuzey yarımkürede yaşar) dönüşülen hayvan, o yörenin başka bir yırtıcı hayvanı olmaktadır. İnsanlığın tarihine bir bakıldığında, biçim değiştirip başka bir yaratığın şekline bürünme yeteneği, şeytani bir eylem olarak değerlendirilmiştir. Mesela Ortaçağ’ın karanlık Avrupa’sında cadıların istedikleri bir hayvana dönüşebileceğine inanılmakta idi.

Bir ayraç açıp şunu da söyleyelim: Biçim değiştirip başka bir varlığın şekline bürünme düşüncesi Eski Türkler’de de vardı. Eski Türkler, bu eylemi kabulma, türlenme, donuna girme, giyimini giyme, bürünme, silkinme gibi deyimlerle tanımlarlardı. Yalnız, Türkler’deki biçim değiştirme ile ilgili inançlar, öteki kültürlerde olduğu gibi şeytan ve şeytanilikle bağlantılı olmayıp, dini ve mistik bir mahiyettedir. Mesela, Yakut Türkleri’nde leylek donuna girip uçan bir atadan söz açılır ve aynı düşünce Göktürkler’le ilgili bir efsanede de vardır. Bir Anadolu halk öyküsü ise şöyledir:

…Hacı Bektaş Veli, bir güvercin donuna girip Anadolu’ya geldi. Bunu gören Anadolu dervişlerinden Tuğrul Baba, bir doğan donuna girdi ve Hacı Bektaş’ı yakalamak istedi. Ancak, Hacı Bektaş Veli silkindi ve yine insan olup, Tuğrul Baba’yı boğazından tuttu. Sonunda Tuğrul Baba, Hacı Bektaş’a biat etti…

Zaten kurt, başka kültürlerde genellikle uğursuz ve kötü olarak değerlendirilir. Türk kültüründe ise kutlu bir hayvandır. Kurt biçimine girme hallerine Altay ve Güney Sibirya Türk efsanelerinde de rastlamak mümkündür. Mesela Minusinsk’te derlenmiş Türkçe bir destanda, bir mağaradan yeraltına inen bir çocuk, önce arslan ve ayılarla karşılaşır, sonra da on üç kıza rastlar. Kızlar birdenbire kurt olurlar ve çocuğa saldırırlar.

Dolunaylı gecelerde kurda ya da yarı kurt yarı insan bir yaratığa dönüşen kişilerin kurt adam olarak adlandırılıp efsaneleşmesi Ortaçağ Avrupası’nda Transilvanya bölgesinde gerçekleşmiştir. Zaten Transilvanya kurt adam, vampir, hortlak, hayalet türünden inançların kaynağı durumunda olan bir yerdir. Bunu, zamanın bölge halkının cehaletine ve yöneticilerin zalim davranışlarına bağlayabiliriz.

Unutmayalım ki, vampir Drakula efsanesinin çıkış yeri de Transilvanya’dır. Ve Drakula gerçekten yaşamış bir kişidir. Asıl adı Vlad Drakul olan bu adam şimdiki Romanya topraklarında hüküm süren küçük ama zalim bir hükümdar idi. İşi gücü savunmasız Müslüman Türk köylerine saldırıp savunmasız insanları öldürmekti. Tarih kayıtlarına göre yakaladıklarını kazığa oturtur, diri diri ateşte kızartır, yüreklerini yer, kanlarını içerdi.

Fatih Sultan Mehmed Han çağında yaşayan bu adam Türkler’e saldırıyordu, ama yalnızca savunmasız olanlarına. Hiçbir zaman Türk ordusunun karşısına çıkma cesaretini gösteremedi. Sürekli olarak Türk ordusundan kaçtı. Ama sonunda Türk akıncıları onu kıskıvrak ele geçirdiler ve layık olduğu karşılığı, Türk akıncılarının elinden buldu! Ve sonra şahsiyeti üzerine bir Vampir Drakula efsanesi ortaya çıktı.

Kurt adam efsanelerinin Ortaçağ Avrupası’na dayanmasına karşın, kökenleri daha eskilere gider. MÖ 5.yy.da yaşamış Eski Yunanlı tarihçi Heredot, Karadeniz kıyısında yaşayan kimi toplulukların büyücülerinin, yılın bazı günlerinde kurda dönüştüklerinden söz eder. Yunan mitolojisinde de kurda dönüşme inancı vardır. Yunan mitolojisine göre birgün ilah Jupiter, Arkadya kıralı Lycaon’a kızarak onu kurda çevirir ve Lycaon da sonsuza dek kurt kalıp çevresini dehşete düşürür. Roma çağında ise Vergilius, Plinius, Propertius, Servius ve Petronius, kurt adamlarla ilgili öyküler yazmışlardır. Petronius, ”Satyricon” adlı yapıtında tüm ayrıntılarıyla klasik bir kurt adam öyküsü anlatmaktadır.

Ortaçağ’ın karanlık Avrupası’nda kurt adam, büyücü, vampir ya da cadı olduğu ileri sürülerek birçok masum insan yakılarak öldürüldü. Aslında bu insanlar cadı, vampir gibi şeytani bir yaratık değillerdi. Olaylar incelendiğinde öldürülen kişilerin akıl hastası ya da fizik özürlü kimseler olduğu anlaşılmaktadır. Ama Engizisyon mahkemeleri, akıl hastaları ile fizik ya da zihin özürlü kimseleri de Tanrı’nın yarattığını düşünemeyecek ölçüde cehalete gömülmüştü. Asıl şeytan, Engizisyon ve çağın yöneticileri idi. Engizisyon ve devrin yöneticileri, kendi sömürü düzenlerini yaşatmak ve halkı baskı altında tutup daha çok vergi toplamak için cadıdır, büyücüdür bahanesiyle başta kendilerine karşı çıkanlar olmak üzere birçok günahsız kişiyi katlettiler.

12.yy.da İngiltere’de bir kadın, kurt adam olan kocasının giysilerini saklayarak eve dönmesini engellediğini söyler. Kocasının kaybolmasından kısa süre sonra da başkası ile evlenir. Olay kıralın ilgisini çeker ve konu mahkemeye intikal eder. Mahkeme sonucunda kadın ve yeni kocası, kurt adam olduğu iddia edilen eski kocayı öldürdüklerini itiraf ederler.

1573’de Fransa Dijon’da, Gilles Garnier adında bir kişi kurt adam olduğu için köye zarar vermek ve çocukları parçalamakla suçlanır. Gilles Garnier, işkencelere dayanamayarak suçunu itiraf eder ve kazığa geçirilerek yakılır.

1589’da görgü tanıklığı yapan kimseler, Peter Stubbe’nin bir kurda dönüştüğünü gördüklerini söylerler. Mahkeme kurulu Peter Stubbe’yi işkenceyle idam etmek için başka kanıt aramaz. Peter Stubbe, tüm Avrupa’da Cologne Kurt Adamı olarak tanınır.

16.yy.ın sonlarında Fransa’da Bordoeaux kentinin yakınlarında birkaç genç kızı vahşi bir yaratık öldürür. Margaret Poiret adında bir çocuk da bu yaratığın saldırısına uğrar; ama kaçmaz ve bir şiş ile yaralayarak ele geçirilmesini sağlar. Küçük Margaret saldırganın kurt gibi baktığını ileri sürer. Zeka özürlü genç Jean Grenier sanık olarak mahkemeye çıkarılır. Tanıklar, onun özel bir merhemle kurda dönüşebildiğini övünerek anlattığından söz ederler. Jean Grenier, genç kızları öldürerek yediğini itiraf eder. Mahkeme sonunda zeka özürlü ve 13 yaşındaki Jean Grenier’in halusinasyon gördüğü ve tedavi edilmesi gerektiği kararına varılır. Bu mahkeme, kurt adamlığa bakış açısını değiştirir. Artık, bu tür olaylar, gerçek kurt adamlık ve akıl hastalığı biçiminde ikiye ayrılır.

1598’de Fransa’nın Caude bölgesinde köylüler, bir gencin cesedini parçalayan 3 kurt görürler. Anlattıklarına göre, kurtlar kendilerini görünce ormana kaçarlar. Köylüler kurtları izler. Çalıların içinde uzun saçlı, sivri tırnaklı, tırnaklarının arasında kanlı et parçaları bulunan Jacques Rollet’i bulurlar. Jacques Rollet, mahkemede kurt adam olduğunu, öteki iki kurdun da kendisi gibi kurt adam olan arkadaşları olduğunu itiraf eder ve idama mahkum olur. Ancak, Paris mahkemesi kararı bozar ve sanığı akıl hastahanesine gönderir. Jacques Rollet, bir daha kurt adama dönüşemez ve iki arkadaşı da bulunamaz.

1949’da İtalya’da polisler, kurt adam olduğunu sanan ve dolunaylı gecelerde uluyan bir adamı izlemekle görevlendirilirler.

1975’de İngiltere’de Staffordshire’da yaşayan 17 yaşındaki bir genç dolunayda kurt adama dönüştüğünü öne sürer. Birgün arkadaşına telefon edip yüzünün ve ellerinin renk değiştirdiğini,giderek tam bir kurt adama dönüştüğünü söyler. Genç, kısa süre sonra yüreğine bıçak saplayıp kendini öldürür.


Sonuç olarak, Kurt Adam efsanesi, eski Avrupa ve Asya kültürlerinden günümüze kadar uzanan bir efsanedir. Bu efsane, insanların doğaüstü varlıklar ve olaylar hakkında inançlarından kaynaklanmaktadır. Popüler kültürde de geniş bir yankı uyandıran kurt adam teması, günümüzde hala popülerliğini korumaktadır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.