Dünya TarihiTarih

Abu Simbel Tapınağı

Abu Simbel

Abu Simbel , Mısır’ın güneyinde ve Nil Nehri’nin ikinci çağlayanında yer alan, orijinal olarak sağlam bir kaya uçurumuna oyulmuş olan antik bir tapınak kompleksidir. Alanı oluşturan iki tapınak II.Ramses’in hükümdarlık döneminde (M.Ö.1279 civarı – M.Ö.1213 civarı) ya M.Ö.1264-M.Ö.1244 ya da M.Ö.1244-1224 yılları arasında oluşturulmuştur.

Tarihlerdeki tutarsızlık günümüz bilim insanlarının II.Ramses’in hayatını farklı yorumlamalarından kaynaklanmaktadır. Büyük Tapınağın iç kısmındaki kapsamlı sanat eserlerinden yola çıkılarak yapıların en azından bir kısmının MÖ 1274’teki Kadeş Savaşı’nda II.Ramses’in Hititlere karşı kazandığı zaferi kutlamak amacıyla yapıldığı kesindir.

Bazı bilim insanlarına göre, zafer halkın hafızasında taze olduğundan, bu ilk inşaat için olası tarihin M.Ö.1264 olduğunu işaret eder.

Bununla birlikte büyük anıtın o belirli konumda, fethedilmiş Nubia topraklarıyla sınırda inşa edilmesine karar verilmesi, diğer bilim insanlarına göre, daha sonraki M.Ö. 1244 tarihini önermektedir çünkü bu II.Ramses’nin oğullarıyla gerçekleştirdiği Nubia Seferleri’nden sonra başlamış olmalı ve Mısır’ın gücünün bir sembolü olarak inşa edilmiş olmalıdır.

İlgili Makaleler

İnşaatın ne zaman yapıldığına bakılmaksızın, kompleksin oluşturulmasının yirmi yıl sürdüğü ve tapınakların tanrılar Ra-Horakty, Ptah ve tanrılaştırılmış II.Ramses (Büyük Tapınak) ve tanrıça Hathor ve Ramses’in en sevdiği karısı Kraliçe Nefertari’ye (Küçük Tapınak) adandığı kabul edilmektedir.

Antik çağda kompleksin ‘Abu Simbel olarak adlandırıldığı varsayılsa da, durum böyle değildir. İddiaya göre, İsviçreli kaşif Burckhardt M.S.1813’te Abu Simbel adında bir çocuk tarafından o yerleşim yerine götürülmüş ve daha sonra orası onun adıyla anılmıştır.

Ancak, Burckhardt, büyük heykellerin boyunlarına kadar kumla gömülü olan yerleşim yerini ortaya çıkaramadı ve daha sonra bu deneyimini arkadaşı ve meslektaşı olan Giovanni Belzoni’ye anlattı. Abu Simbel’i M.S. 1817’de ilk kez ortaya çıkaran ve kazan (veya yağmalama) yapan kişinin Belzoni olduğu ve genç bir çocuk tarafından yerleşim yerine götürülen ve kompleksi onun adıyla ananın Burckhardt değil, muhtemelen kendisi olduğu düşünülüyor.

Abu Simbel ile ilgili diğer hususlarda olduğu gibi (başladığı tarih gibi), hikayenin her iki versiyonunun da gerçeği yoruma açıktır ve bilinen tek şey, kompleksin orijinal adının, eğer belirli bir adı varsa, kaybolduğudur.

BÜYÜK TAPINAK, GİRİŞİN YANLARINDA II.RAMSES’İ BETİMLEYEN OTURAN DÖRT DEVASA HEYKELLER İLE 30M YÜKSEKLİĞİNDEDİR.

Büyük Tapınak, 98 fit ( 30 metre) yüksekliğinde ve 115 fit (35 metre) uzunluğundadır ve girişin iki yanında, her iki tarafta ikişer olmak üzere dört adet oturan dev heykel bulunur, tahtındaki II.Ramses’i tasvir eder; her biri 65 fit (20 metre) uzunluğundadır.Bu devasa figürlerin altında, Ramses’in fethettiği düşmanları Nubyalıları, Libyalıları, Hititleri tasvir eden daha küçük heykeller (bunlar da gerçek boyutlarından daha büyük )vardır.

Diğer heykeller, aile üyelerini ve çeşitli koruyucu tanrıları ile güç sembollerini temsil eder. Devasa heykellerin arasından, merkezi girişten geçilen tapınağın iç kısmı, Ramses ve Nefertari’nin tanrılara saygılarını gösteren oymalarla süslenmiştir.

Ramses’in Kadeş’teki büyük zaferi (modern bilim insanları tarafından bir Mısır zaferinden çok bir beraberlik olarak kabul edilir.), ayrıca Hypostyle Salon’un kuzey duvarı boyunca detaylı bir şekilde tasvir edilmiştir. Bilim adamları Oakes ve Gahlin’e göre, savaş sırasındaki olayları gösteren bu oymalar,

Hem rölyeflerde hem de metinde canlı bir anlatım sunulur. Mısır kampında savaş için hazırlıklar yapılır. Atlara koşumları takılır veya yemleri verilirken, bir askerin yarası sarılır. Kral’ın çadırı tasvır edilmişken başka bir sahnede Ramses ve subayları arasında savaş konseyi görülür.

İki Hitit casusu yakalanır ve Hitit kralı Muwatalli’nin gerçek yerini açıklayana kadar dövülür. Sonunda, iki taraf savaşa girer, Mısırlılar düzgün bir şekilde hucüm ederken, Hititler karmaşa içindedir, arabalar çarpışır, atlar kaçar ve askerler Orontes Nehrine düşer.

Metinde Ramses, kendisini savaşta savunan ve sonunda ona zaferi veren (tanrı)Amun’un verdiği destek dışında, tüm Hitit ordusunu tek başına ele geçirir.”(208)

Abu Simbel Panorama

Abu Simbel Panoraması

Dennis Jarvis (CC BY-SA)

Küçük Tapınak yakınında, 40 fit (12 metre) yüksekliğinde ve 92 fit (28 metre) uzunluğunda duruyor. Bu tapınak aynı zamanda ön cephede, kapının her iki yanında üçer tane olmak üzere, Ramses ve kraliçesi Nefertari’yi (kralın dört heykeli ve kraliçenin iki heykeli) 32 fit(10 metre) yükseklikte tasvir eden devasa heykellerle süslenmiştir.

Kraliçenin prestiji, genellikle kadının Firavun’dan çok daha küçük ölçekte betimlenmesine rağmen Abu Simbel’de Nefertari’nin Ramses ile aynı boyutta betimlenmesinden açıkça görülür. Küçük Tapınak, eski Mısır tarihinde ikinci kez bir hükümdarın karısına bir tapınak adaması bakımından da dikkat çekicidir.(İlk kez Firavun Akhenaton ,MÖ 1353-1336, kraliçesi Nefertiti’ye bir tapınak adamıştır.).

Bu tapınağın duvarları, tanrılara adaklar sunan Ramses ve Nefertari’nin görüntülerine ve tanrıça Hathor’un tasvirlerine adanmıştır.

Bir Kutsal alan

Alan’ın konumu tapınağın inşa edilmeden uzun zaman önce Hathor için kutsal olarak kabul edilmişti ve Ramses tarafından tam da bu nedenle dikkatlice seçildiği düşünülüyor. Her iki tapınakta da, Ramses diğer tanrılar arasında bir tanrı olarak kabul edilir ve zaten kutsal olan bir mahali seçmesi bu izlenimini halk arasında güçlendirmiş olabilir.

Tapınaklar doğuya doğru hizalanmıştır, böylece yılda iki kes, 21 Şubat ve 21 Ekim’de, güneş doğrudan Büyük Tapınak’ın kutsal alanına ışık saçar ve Ramses ve Amun’ un heykellerini aydınlatır. Tarihlerin, Ramses’in doğum günü ve taç giyme töreniyle uyumlu olduğu düşünülmektedir.

Kutsal yapıların güneşin doğuş veya batışıyla ya da güneşin dönencelerindeki konumuyla hizalanması, antik dünya genelinde yaygındı(İrlanda’daki Newgrange ve İskoçya’daki Maeshowe’da en iyi bilinenler) ancak Büyük Tapınağın kutsal alanı , diğer alanlardan farklı olarak, diğerleri arasında duran tanrı Ptah’ın heykelinin hiçbir zaman aydınlatılmaması için dikkatlice konumlandırılmıştır.

Ptah Mısır’ın yeraltı dünyasıyla ilişkilendirildiği için, onun tasviri sürekli karanlıkta tutulmuştu.

Abu Simbel Interior

Abu Simbel’in İç Kısmı

Man77 (GNU FDL)

Aswan Yüksek Barajı

M.S. 1960’larda, Mısır hükümeti, her iki tapınağı sular altında bırakacak olan Nil Nehri üzerindeki Aswan Yüksek Barajı’nı inşa etmeyi planladı.(ve ayrıca Philae Tapınağı gibi çevredeki yapıları da). M.S. 1964 ve 1968 yılları arasında, her iki tapınağın söküldüğü ve bir zamanlar altında konumlandıkları uçurum platolarının 213 fit (65) metre yukarısına taşındığı ve orijinal konumlarından 690 fit (210 metre) kuzeybatıya yeniden inşa edildiği büyük bir girişim gerçekleştirildi.

Bu girişim, UNESCO tarafından çok uluslu bir arkeolog ekibiyle 40 milyon ABD dolarının üzerinde bir maliyetle öncülük edildi. Her iki tapınağın da önceki gibi tam olarak aynı yönde yönlendirilmesine büyük özen gösterildi ve tapınakların kaya uçurumuna oyulmuş izlenimini vermek için yapay bir dağ inşa edildi. Oakes ve Gahlin’e göre:

Çalışmalara başlamadan önce, tapınakları hızla yükselen suya karşı korumak için bir set duvarı inşa edilmesi gerekiyordu. Daha sonra tapınaklar bloklar halinde kesildi ve kesiklerin yenide birleştirildiğinde en az göze çarpacakları yerlerde yapılmasına dikkat edildi. İç duvarlar ve tavanlar, takviyeli beton bir destek çerçevesinden asılmıştı.

Tapınaklar yeniden birleştirildiğinde, bir çimento ve çöl kumu harcıyla birleşimler düzeltilmişti. Bu o kadar incelikli bir şekilde yapıldı ki, bugün birleşmelerin nerede yapıldığını görmek imkansız. Her iki tapınak da şimdi moloz ve kaya ile yapılmış bir yapay dağın içinde duruyor ve iki büyük beton kubbe tarafından destekleniyor.” (207)

Kompleksin orijinal alanını çevreleyen tüm küçük heykeller ve steller de taşındı ve tapınaklara karşılık gelen konumlarına yerleştirildi. Bunlar arasında Ramses’in düşmanlarını yenmesi, çeşitli tanrıları ve Ramses ile Kadeş Antlaşması’nı onaylayan Hitit prensesi Naptera arasındaki evliliği tasvir eden bir stel bulunmaktadır.

Bu anıtlar arasında, kompleksi inşa eden işgücünü organize eden ustabaşı Asha-hebsed’in steli de yer almaktadır. Bu stel aynı zamanda Ramses’in kalıcı ihtişamının kalıcı bir vasiyeti olarak kompleksi nasıl inşa etmeye karar verdiğini ve eseri Asha-hebsed’e nasıl emanet ettiğini de anlatıyor.

Bugün Abu Simbel, Giza Piramitlerinden sonra Mısır’da en çok ziyayret edilen antik yerdir ve hatta her yıl bölgeye gelen binlerce turisti desteklemek için kendi havaalanına sahiptir.


Kaynak

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu
Kapalı

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklamların gösterimine izin veriniz. Bu siteyi ayakta tutabilmek için gereklidir. Please allow ads to be displayed. This is necessary to keep the site up and running.